TEDBİR NAFAKASININ NİTELİĞİ
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun madde 169 hükmü uyarınca “Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri resen alır.”
Maddede belirtilen geçici önlemlerden bir tanesi de tedbir nafakasıdır. Tedbir nafakası ara kararı tarafların mali ve sosyal durumlarının dosyaya yansımasından sonra verilmekte ve bir eşin diğer eşe kural olarak dava tarihinden itibaren nafaka ödemesine hükmedilmektedir.
Bazı durumlarda hükmedilen nafaka somut duruma ve dosya kapsamına uygun olmayabilir ve nafaka borçlusunu zor bir duruma sokabilir. Bu noktada Mahkemece verilen ara karara karşı itiraz yolu gündeme gelir.
TEDBİR NAFAKASI BİR ARA KARARDIR
Yukarıda tedbir nafakasına hükmedilmesinin bir ara karar olduğunu vurgulamıştık. Hukukumuz açısından ara karar görülmekte olan bir davada mahkemenin dosyadan el çekinceye kadar esas uyuşmazlığı sonlandırmadan yargılamayı ilerletmek adına verdiği, hâkimin verdiği karardan dönebileceği[1] yani genel tabirle yargılama sırasındaki ara hususları çözüme kavuşturan karardır.
TEDBİR NAFAKASINA İTİRAZ VE YASAL DÜZENLEME ZORUNLULUĞU
Hukukumuz uyarınca ara kararlar aleyhine istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurmak mümkün değildir. Ara kararlar ancak ana hükümle birlikte istinaf veya temyiz incelemesine konu edilecektir. Yani boşanma davası sırasında verilen tedbir nafakası ara kararını o an itibariyle istinaf mercine taşıyamayız. Ancak davada esas kararın verilmesi ile birlikte verilen ara kararın dosya kapsamına uygun olmadığı, hükmedilen tedbir nafakasının fahiş ya da yetersiz olduğu istinaf sebebi yapılabilecektir.
Tedbir nafakası ara kararına karşı kanun yolu güvencesi ön görülmemiş olması ve bu ara kararlara ilişkin ancak karar ile kanun yolu başvurusu yapılabileceğine ilişkin düzenleme görülmekte olan davalarda adaletsiz sonuçlar yaratmaya elverişlidir.
Örneğin nafakanın fahiş fazla ya da az hükmedilmesi durumlarında bir başka Mahkemeye başvuru yapılamaması kişilerin hukuki ve ekonomik durumlarını ciddi şekilde etkileyebilmektedir. Bu noktada bir kanun değişikliği yapılarak boşanmada geçici önlemlere ilişkin ara kararların bir başka mahkeme tarafından denetlenmesine imkân sağlanması hukuk devleti ilkesi açısından yararlı olacaktır.
Gelinen aşamada tedbir nafakasına itiraza ilişkin tek hukuki çare ara kararı veren mahkemeye yazılacak bir dilekçedir. Tanzim edilecek bu itiraz evrakında nafakanın neden fahiş olduğu mali verilerle desteklenmeli, kişinin maaş evrakı itiraz evrakına iliştirilmeli ve varsa şahsın borçları da dilekçe ekinde mahkemeye sunulmalıdır. Mahkemenin itirazı gerekçesiz şekilde reddetmesi ya da itirazın reddi sebebiyle taraf menfaatleri açısından ciddi dengesizlikler söz konusu oldu ise bu hususlar istinaf yoluna başvuru dilekçesinde ayrıntılı olarak işlenmelidir. Aşağıda konuya ilişkin Yargıtay kararı bilgi için sunulmaktadır:
KONUYLA İLGİLİ YARGITAY KARARI
Davacı, 03.09.2013 tarihli dilekçe ile çocuğun geçici olarak velayetinin kendisine verilmesini talep etmiş, davacının bu yöndeki tedbir isteği (TMK.md.169) kabul edilmiş, davalı bu ara karara itiraz etmiş, mahkemece 25.09.2013 ve 13.12.2013 tarihli ara kararlarıyla itirazı reddedilmiş, davalı bu ara kararlarını temyiz etmiştir. Ayrılık veya boşanma davası üzerine Türk Medeni Kanunu gereğince icap eden geçici tedbirlerin (TMK.md.169) alınmasına veya tedbir isteklerinin reddine dair kararlar, ancak esas hükümle birlikte temyiz edilebilir. Boşanma veya ayrılık davası üzerine bu kanun gereğince alınabilecek geçici nitelikteki tedbir kararlarının tek başına temyizi mümkün değildir. Bu nedenle davalının temyiz isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir. T.C YARGITAY 2.Hukuk Dairesi Esas: 2014/ 3684 Karar: 2014 / 5551 Karar Tarihi: 12.03.2014
Bu genel nitelikteki bilgilendirme yazısı Hatay Barosu Avukatlarından (İskenderun) Avukat Hüseyin KÜSKÜ tarafından hazırlanmıştır.
Anahtar Kelimeler: İskenderun boşanma avukatı, nafaka, tedbir nafakasına itiraz
[1] ACAR,Tuna, Türk ve Mukayeseli Medeni Yargılama Hukuku Açısından Ara Karar, Yetkin Yayınları, Ankara, 2022 Sayfa 40