Sosyal Sorumluluk

Sosyal Sorumluluk

Genel olarak her canlının varlığını sürdürmesi uygun “şartlara” bağlıdır. Uygun çevre şartları, uygun ilişkiler… Şüphesiz ki bu liste epey uzayacak cinsten. İnsan da diğer canlılar gibi ancak uygun şartlar içerisinde gelişim ve ilerleme gösterebilir. İnsan toplum içerisinde ve ancak toplumla değer kazanır, gelişir ve belirli bir konuma gelir. Bu düşünceden yola çıkarak içinde bulunduğumuz topluma karşı ödev ve sorumluluklarımızın olduğu bilincini taşımaktayız. Bu sebeple toplumsal sorumluluğumuzun bir gereği olarak dezavantajlı grupların bilgilenmesine hizmet etmek, dezavantajlı bireylerin önlerindeki fiili ve hukuki engelleri kaldırmak ve neticeten dezavantajlı grupların haklarının farkında olmasını sağlamak amaçları ile bu bilgilendirme bölümünü sizlere sunmaktayız.

Bu yolda en büyük gayretimiz engelli bireylerin yaşamında oldukça olumsuz etkiler yaratan stigmatizasyon(damgalanma) halleri ile mücadeledir. Damgalanma ile mücadelede en etkili yol engellinin haklarını bilmesini sağlamak, haklarını bilmek bir yana bu haklara ulaşabilmek için etkin şekilde mücadele edebilme motivasyonunu bu kişilere kazandırabilmektir. Engellerine rağmen yaşama tutunan, toplumsal hayata katkı sunan, üreten ve yaşamın tüm zorluklarının aşılabileceğini gösteren engelli bireylerin yaşam yoluna çıkan tüm engebe, diken ve sair hukuksuz tavır ile mücadele etmek tüm insanlığın ve özellikle hukukçuların görevidir

Bugün geldiğimiz noktada kadına karşı şiddet kamu açısından ciddi bir sorun haline dönüşmüş bulunmaktadır. Kadına karşı şiddet fiilleri yaş ve sosyal konum fark etmeksizin kadınların dramatik şekilde hayatını kaybetmesine, olaya muhatab olan ailelerin derin travmalar yaşamasına, toplumsal huzur ve dinginliğin bozulmasına ve geride kalan çocukların yaşamları boyunca pek çok psikiyatrik sorun ile boğuşmasına sebebiyet vermektedir. Bu yönü ile kadına karşı şiddet her ne kadar ilkin kadına yönelmiş gibi görünse de esasen sonuçları itibariyle tüm topluma yönelmiş olmaktadır.

Bugün pek çok çocuk maddi yetersizlik, çevre veya ebeveyn istismarı, yetersiz beslenme ve sair sebeplerle suça sürüklenmektedir. korunma ihtiyacı olan veya suça sürüklenen çocukların korunmasına, haklarının ve esenliklerinin güvence altına alınmasına ilişkin pek çok kanun ve sair düzenleme bulunmaktadır. 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu ile konumuza ilişkin ayrıntılı hükümler sevk edilmiş olsa da uygulamada yaşanan bazı problemler sebebiyle kanunun amaçladığı faydalar tam olarak sağlanamamaktadır.

İlgili bölüm suça sürüklenen çocuklar ve bu çocukların korunma ihtiyacı, şiddete uğrayan veya uğrama tehlikesi altında bulunan kişiler, yaşlılar ve nihayet engelli bireylere yönelik ayrıntılı ve somut çalışmaları barındıracaktır. Sosyal Sorumluluk bölümümüz ile ilgili olarak destek ve katkı taleplerinizi elektronik posta hesaplarımız üzerinden bizlere aktarabilirsiniz.

form doldurabilirsiniz

İLETİŞİME GEÇ

İçeriklerin izinsiz kopyalanması, paylaşılması yasaktır!