Mal Bildiriminde Bulunulmasının Amacı
Devlet yapılanmasının halka sunduğu hizmetler kamu görevlileri aracılığıyla yerine getirilir. Vatandaşlar haklarını talep ederken ya da kamuya karşı görevlerini yerine getirirken kamu görevlileri ile ilişki kurar ve kamu görevlilerine talepte bulunurlar.
Bu noktada vatandaşın kamu görevlisi ile olan ilişkisinde kanuna uygun, dürüst ve şeffaf bir etkileşimin kurulması önemlidir. Bu durumun sağlanması için ise kamu görevlisinin tüm vatandaşlara karşı eşit, tarafsız ve çıkar gözetmeksizin davranması gereklidir.
Yasa koyucu irade rüşvet, zimmet, haksız mal edinme ve kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılarak memurun haksız mal ediniminin önüne geçmek amacıyla bazı kurallar öngörmüş bulunmaktadır. Bu kurallardan en önemlisi mal bildiriminde bulunma zorunluluğudur. Mal bildiriminde bulunulması ile Devlet, kamu görevlilerinin ve kanun tarafından mal bildiriminde bulunulması zorunlu tutulan diğer kişilerin mal varlıklarında gelirleri ile orantısız bir artış olup olmadığını ya da kamu görevlisinin kanuna ve ahlaka aykırı birtakım faaliyetlere girip girmediğini denetlemektedir.
Mal bildiriminde bulunulması memurlar için bir külfettir. Ancak bu külfetin amacı kamu görevlisini sınırlamak ya da onun kişisel verilerini ihlal etmek değil aksine kamu hizmetlerinin her türlü şüpheden uzak, dürüst, çıkarsız ve şeffaf şekilde yerine getirilip getirilmediğini denetlemektir. Bu yönüyle Modern Hukuk Sistemleri açısından mal bildiriminde bulunulması müessesesi hem kamu görevlilerinin denetlenmesi işlevini yerine getirmekte hem de vatandaşların Devlete yönelik güveninin sağlanmasına hizmet etmektedir.
Kamu Personel Mevzuatının temel Kanunu olan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun madde 14 ve 125/D düzenlemeleri ve 3628 sayılı Kanun uyarınca da mal bildiriminde bulunulması kamu görevlileri için temel bir sorumluluktur.
Kimler Mal Bildiriminde Bulunmak Zorundadır?
657 sayılı Kanuna tabi olarak görev yapan ister kadrolu ister sözleşmeli olsun tüm memurların göreve başlarken ve görev esnasında kanunda belirlenen süreler dâhilinde mal bildiriminde bulunması zorunludur. Dikkat edilecek olursa mal bildirimi yalnızca memuriyet sırasında değil memuriyete giriş döneminde de zorunlu bir müessesedir.
-Noterler,
-Türk Hava Kurumunun genel yönetim ve merkez denetleme kurulu üyeleri ile genel merkez teşkilatında ve Türk Kuşu Genel Müdürlüğünde, Türkiye Kızılay Derneğinin merkez kurullarında ve Genel Müdürlük teşkilatında görev alanlar ve bunların şube başkanları,
-Genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı kuruluş veya alt kuruluşlarda, kamu iktisadi teşebbüsleri (iktisadi devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşları) ile bunlara bağlı müessese, bağlı ortaklık ve işletmelerde, özel kanunlarla veya özel kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan ve kamu hizmeti gören kurum ve kuruluşlar ile bunların alt kuruluşlarında veya komisyonlarında aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri,
-Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarında görevli olanlar ile bunların yönetim ve denetim kurulu üyeleri (5590 sayılı Kanuna göre kurulan oda ve borsaların oda ve borsa meclisi ile yönetim kurulu üyeleri dahil),
-Siyasi parti genel başkanları, vakıfların idare organlarında görev alanlar, kooperatiflerin ve birliklerinin başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve genel müdürleri, yeminli mali müşavirler, kamuya yararlı dernek yönetici ve deneticileri,
-Gazete sahibi gerçek kişiler ile gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri, sorumlu müdürleri, başyazarları ve fıkra yazarları,
-Özel kanunlarına göre mal bildiriminde bulunmak zorunda olanlar (konfederasyon, sendika ve sendika şubesi başkan ve yöneticileri dahil)
İşçi statüsünde çalışan kişilerin mal bildiriminde bulunma zorunluluğu bulunmamaktadır.
Mal Bildiriminde Yazılması Zorunlu Unsurlar Nelerdir?
Günümüzde mal bildirimi kurumların memurlarına verdiği formların doldurulması suretiyle gerçekleşmektedir. Bu form içerisinde klasik olarak hangi hususlarda bildirim yapılması gerektiği kalem kalem yazılmaktadır.
Mal bildirimine yalnızca memurun değil, memurun eşinin ve velayeti altında bulunan çocuklarının,
-Taşınmaz malları (Ev, arsa, tarla, apartman dairesi vb.)
Kendilerine aylık ödenenler, net aylık tutarının beş katından; aylık ödenmeyenler ise Genel İdare Hizmetleri sınıfında birinci derecenin birinci kademesindeki şube müdürüne ödenen net aylığın beş katından fazla değer ve tutarındaki;
-Borsa hisse senetleri ve tahvilleri
-Para ve para hükmündeki kıymetli kâğıtları. Bu noktada vadeli veya vadesiz hesaplardaki para, kişinin alacağına karşılık olarak almış olduğu çek veya bono gibi kıymetli evrakları eğer kişinin net aylığının beş katından fazla değer ve tutarda ise mal bildiriminde bulunulması zorunludur.
-Altın ve mücevheratı. Kişinin kendi gelirleri ile aldığı altınlar, kendisine hediye edilen altın, pırlanta gibi eşyalar ya da özellikle düğün ve nişanda takılan takılarda mal bildirimine dâhildir.
-Her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçları, traktör, biçer-döver, harman makinası ve diğer ziraat makinaları, inşaat ve iş makinaları, hayvanlar, koleksiyon ve ev eşyaları ile diğer taşınır malları,
-Hakları.
-Alacakları.
-Borçları
-Gelirleri
Yazımızın sonraki bölümlerinde burada sayılan ve bildirim yapılmasının zorunlu tutulduğu konulara açıklık getirilecektir.
Her Türlü Kazanç Mal Bildirimine Tabi Midir?
Yukarıda da belirttiğimiz üzere mal bildiriminde bulunulması zorunluluğunun ana amacı esasen memurun malvarlığı üzerinde bir denetime gidilerek gelir ile orantısız bir mal edinimi olup olmadığını kontrol etmektir. Devlet memurları maaş, ikramiye, mesai ya da yollukları dışında özel hayatları itibariyle gelirlere sahip olabilirler. Örneğin memurun kirada bulunan evi sebebiyle kira gelirinin mal bildirimine tabi olması gündeme gelebilir. Yine memurun kiraya verdiği tarlası sebebiyle bir icar kazancı bulunabilir.
Bu noktada geçmiş dönemde Devlet Personel Başkanlığı görüşleri ve güncel kurum görüşleri göz önüne alındığında bu tür bir kazancın ek mal bildirimine tabi olabilmesi için aylık gelirin memurunun net aylığının beş katından fazla olması zorunludur.
Örnek vermek gerekirse bir memurun kirada evi olduğunu düşünelim. Öncelikle bu ev taşınmaz vasfında olduğu için ev için mal bildiriminde bulunulması zorunludur. Memurun aylık maaşının 50.000,00 TL olduğunu düşünelim eğer memur kirayı aylık olarak alıyor ve aylık kira 50.000,00 TL gelirinin 5 katından yani 250.000,00 TL’den fazla değilse bu tür bir gelirin ek mal bildirimi ile bildirilmesi zorunlu değildir. Ancak memur kiradaki evini yıllık olarak kiraya vermiş ve yıllık olarak ödenen kira bedeli 250.000,00 TL’den fazla olarak kamu görevlisinin hesabına yatmış ise memurun 30 gün içerisinde mal bildiriminde bulunması zorunludur.
Ancak memurun net maaşının 5 kat tutarını aşmayan miktarda bir geliri 3628 sayılı Kanun çerçevesinde ek mal bildirimine konu etmesi zorunlu değildir.
Banka Hesabında Biriken Paralar ve Mevduat Hesabı İçin Mal Bildiriminde Bulunulması
Memurların mal bildiriminde bulunulması ile ilgili olarak belki de en fazla merak ettiği husus banka hesabında biriken paralar konusudur. Örnek verecek evli olan ve her ikisi de memur olan kişileri düşünelim. Bu memurlar kişi başı aylık 50.000,00 TL maaş alsa toplam aylık gelirleri 100.000,00 TL olacaktır. Bu kişilerin her ay bankada açtıkları mevduat hesabına 30.000,00 TL yatırdığını düşünelim. Dikkat edilecek olursa 30.000,00 TL kanunun aradığı artış miktarının altında olduğu için bu bedelin bildirilmesine gerek olmayacaktır. Ancak diğer bir ihtimalde her ay biriktirilen bu paranın bir dönem sonra birike birike her iki eşin maaşlarının toplamının 10 katına yani 1.000.000,00 TL’ye çıktığını düşünelim. Bu durumda artış ani olmadığı için bildirilmeyecek midir yoksa net gelirin 5 katını aştığı için bildirime konu olacak mıdır?
Geçmiş dönemde Devlet Personel Başkanlığı’nın yayınladığı Mal Bildirimine İlişkin Rehber’de aşamalarda biriktirilen paranın ani bir artış olarak kabul edilmediği için ek mal bildirimine konu olmayacağı şeklinde görüş bildirdiği görülmektedir. Biz de bu fikri desteklemekteyiz. Yani aşamalarda biriktirilen miktar Kanun ve Yönetmeliğin aradığı “ani artış” kriterine uymadığı için bu miktarın ek mal bildirimine konu olması mümkün değildir.
Ancak bazı kamu kurumlarının Mal Bildiriminde Bulunulmasına ilişkin hazırladığı rehberlerde başka türlü bir yoruma da yer verdikleri görülmektedir. Örneğin Ticaret Bakanlığı tarafından yayınlanan Mal Bildirimine İlişkin Rehber içeriğinde aşamalarda bankada biriktirilen paranın aylık net gelirin beş katı tutarında olması durumunda bildirilmesi gerektiği yolunda bir görüş yer almaktadır. Yine bazı Üniversiteler de yayınladıkları rehberlerde bu görüşe yer vermektedir.
Kanaatimize göre kişinin her ay maaşından arttırarak bitirdiği ve net maaşının 5 katını aşacak şekilde bir meblağ için de ek mal bildiriminde bulunmasına gerek bulunmamaktadır. Çünkü bu meblağ ani bir artış olmadığı için kişinin mal varlığında önemli bir değişiklik sayılmamaktadır. Yine bu durumda memurun haksız bir mal edindiğinden ve gayrimeşru bir birikim yaptığından yani ahlaka ve hukuka aykırı bir kastının olduğundan da söz edilemeyecektir.
Her ne kadar kanaatimiz bu şekilde olsa da kamu görevlilerinin disiplin açısından ya da kurum içinde amirleri ile sorun yaşamamaları için kendi kurumları tarafından yayınlanan rehberlere göz atmasında fayda bulunmaktadır.
Borsa ve Hisse Senedi Gibi Hususlarda Mal Bildiriminde Bulunulması
Yukarıda da belirtildiği üzere genel mal bildirimi hariç olmak üzere ek mal bildirimi konusunda aylık net gelirinin beş katını aşan tutardaki miktar kıstas alınmaktadır. Örneğin bir memurun maaşı 40.000,00 TL olsun. Memurun Borsa İstanbul üzerinden bir Anonim Şirket hissesini aldığını ve bu hissenin değerinin 100.000,00 TL olduğunu düşünelim. Hisse değeri 200.000,00 TL altında olduğu için bu hisse senedinin bildirilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak aşamalarda Borsadaki gelişmelerle birlikte hisse senedi değeri aylık net gelirin 5 katı tutarını aşacak şekilde ilerleme kaydettiğinde kamu görevlisinin bu artışı bir aylık süre içerisinde mal bildirimine dâhil etmesi zorunludur.
Kredi Borcu İçin Mal Bildiriminde Bulunulması
3628 sayılı Kanun uyarınca kamu görevlilerinin aylık net gelirlerinin beş katı tutarını aşacak şekilde kredi çekmeleri durumunda bu hususu mal bildirimine konu etmeleri zorunludur. Örneğin 50.000,00 TL maaş alan bir kamu görevlisi 300.000,00 TL tutarında bir kredi çekerse bu durumda 1 aylık süre içerisinde mal bildiriminde bulunmak zorundadır. Yine memurun kredi kartı borcu aylık net gelirinin 5 katından fazla bir durumda ise bu durumda da mal bildiriminde bulunulması zorunludur. Ancak 50.000,00 TL maaş alan bir memurun 5 katı tutarının altında örneğin 200.000,00 TL kredi çekmesi durumunda bu husus ek mal bildirimine konu edilmeyecektir.
Borç Alınması Durumunda Mal Bildirimi
Bugün genel olarak kamu görevlileri bankalardan kredi çekerek borçlanmaktadır. Ancak istisnaen kamu görevlileri banka dışında gerçek ve tüzel kişilerden de borç alabilmekte ve bu borçlarına istinaden senet de verebilmektedir. Alınan borç bazı zamanlar altın olabilmektedir. Tüm bu borçlanma durumlarında bildirim için kıstas yine aylık gelirlerinin beş katından fazla tutarda bir borçlanma ilişkisi içerisine girdiklerinde mal bildiriminde bulunulması zorunluluğu doğmaktadır.
Uygulamada genellikle kamu görevlilerinin banka kredisi dışında borçlandıklarında bu hususu mal bildirimine konu etmedikleri vakıasıyla karşılaşmaktayız. Memur çoğu zaman borç aldığının ya da zor durumda olduğunun bilinmemesi gibi sebeplerle bu hususu mal bildirimine konu etmemektedir. Ancak borç alınması halinde mal bildiriminde bulunulmamasının bazı sakıncaları bulunmaktadır. Bu durumu bir örnekle somutlaştıralım. Örneğin aylık net geliri 50.000,00 TL olan bir memurun bir akrabasından 300.000,00 TL borç aldığını, bu borcu ödeyemediğini ve borca ilişkin mal bildiriminde de bulunmadığını düşünelim. Alacaklı kişi ödenmeyen alacak için memur aleyhine icra yoluna başvurduğunda memurun çalıştığı kurumun bu durumdan haberi olmakta ve disiplin amirleri eğer bu borç için mal bildirimi mevcut değilse memur hakkında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/D düzenlemesi uyarınca soruşturma başlatmaktadır. Bu tür durumların önüne geçmek amacıyla banka dışındaki gerçek ve tüzel kişilerden alınan borçların da mal bildirimine konu edilmesi önemlidir.
Miras Mallarının Gelirleri ve Mal Bildirimi
Bilindiği üzere Türk Medeni Kanunu uyarınca miras, mirasçıya ölümle kendiliğinden geçmektedir. Örneğin kamu görevlisinin anne, baba ya da diğer murislerinin yaşamını kaybetmesi durumunda bu kişiler üzerine olan haklar ve borçlar herhangi resmi işleme gerek kalmaksızın kamu görevlisine geçmektedir. Kamu görevlisinin ölümün gerçekleşmesi ile birlikte kendisine miras kalan arsa, tarla, ev, apartman dairesi, hak, alacak ve borçlar için mal bildiriminde bulunması zorunludur.
Bazı durumlarda ölüm gerçekleşmesine rağmen tapuda intikal işlemi yapılmadığından mal kamu görevlisi adına görünmemektedir. Ancak intikal yapılmasa dahi kamu görevlisi bu malın maliki sayıldığından ölümün gerçekleşmesi ile birlikte malın kendisine geçtiğinin bilinciyle mal bildiriminde bulunması zorunludur.
Eğer kamu görevlisi ölümün gerçekleşmesinin ardından reddi miras yoluna başvurmuş ise bu durumda mal bildirimi zorunluluğu da söz konusu olmayacaktır. Çünkü reddi miras işlemi ile birlikte haklar ve alacaklar memura geçmeyecektir.
Kamu görevlisine miras olarak kalan malların kira ve sair gelirleri bulunabilir. Bu tür bir gelir içinde aylık gelirin 5 katı tutarındaki artış kriterine göre mal bildiriminde bulunulması zorunludur.
Aşamalarda Ay Ay Biriktirilen ve Maaşın Beş Katını Birkaç Ay Sonra Aşan Tutarlarda Mal Bildirimi Zorunlu Mudur?
Bu konuda yukarıda banka ve mevduat hesapları üzerinden açıklamalarda bulunmuş idik. Bu noktada biriktirilen değer para olabileceği gibi altın ya da sair değerli maden de olabilir. Örnek verecek evli olan ve her ikisi de memur olan kişileri düşünelim. Bu memurlar kişi başı aylık 50.000,00 TL maaş alsa toplam aylık gelirleri 100.000,00 TL olacaktır. Bu kişilerin her ay bankada açtıkları mevduat hesabına 30.000,00 TL yatırdığını düşünelim. Dikkat edilecek olursa 30.000,00 TL kanunun aradığı artış miktarının altında olduğu için bu bedelin bildirilmesine gerek olmayacaktır. Ancak diğer bir ihtimalde her ay biriktirilen bu paranın bir dönem sonra birike birike her iki eşin maaşlarının toplamının 10 katına yani 1.000.000,00 TL’ye çıktığını düşünelim. Bu durumda artış ani olmadığı için bildirilmeyecek midir yoksa net gelirin 5 katını aştığı için bildirime konu olacak mıdır?
Geçmiş dönemde Devlet Personel Başkanlığı’nın yayınladığı Mal Bildirimine İlişkin Rehber’de aşamalarda biriktirilen paranın ani bir artış olarak kabul edilmediği için ek mal bildirimine konu olmayacağı şeklinde görüş bildirdiği görülmektedir. Biz de bu fikri desteklemekteyiz. Yani aşamalarda biriktirilen miktar Kanun ve Yönetmeliğin aradığı “ani artış” kriterine uymadığı için bu miktarın ek mal bildirimine konu olması mümkün değildir.
Ancak bazı kamu kurumlarının Mal Bildiriminde Bulunulmasına ilişkin hazırladığı rehberlerde başka türlü bir yoruma da yer verdikleri görülmektedir. Örneğin Ticaret Bakanlığı tarafından yayınlanan Mal Bildirimine İlişkin Rehber içeriğinde aşamalarda bankada biriktirilen paranın aylık net gelirin beş katı tutarında olması durumunda bildirilmesi gerektiği yolunda bir görüş yer almaktadır. Yine bazı Üniversiteler de yayınladıkları rehberlerde bu görüşe yer vermektedir.
Kanaatimize göre kişinin her ay maaşından arttırarak bitirdiği ve net maaşının 5 katını aşacak şekilde bir meblağ için de ek mal bildiriminde bulunmasına gerek bulunmamaktadır. Çünkü bu meblağ ani bir artış olmadığı için kişinin mal varlığında önemli bir değişiklik sayılmamaktadır. Yine bu durumda memurun haksız bir mal edindiğinden ve gayrimeşru bir birikim yaptığından yani ahlaka ve hukuka aykırı bir kastının olduğundan da söz edilemeyecektir.
Her ne kadar kanaatimiz bu şekilde olsa da kamu görevlilerinin disiplin açısından ya da kurum içinde amirleri ile sorun yaşamamaları için kendi kurumları tarafından yayınlanan rehberlere göz atmasında fayda bulunmaktadır.
Mal Bildirimi Ne Zaman Yapılmalıdır?
Hukukumuzda mal bildiriminin hangi zamanda yapılacağına ilişkin hükümler 3628 sayılı Kanun ile açıklığa kavuşturulmuş bulunmaktadır. Bu noktada iki türlü mal bildirimi ve iki ayrı mal bildirim zamanı bulunmaktadır. İlgili genel mal bildirim zamanıdır. Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik madde 11 düzenlemesi uyarınca görevlerine devam eden kamu görevlileri sonu (0) ve (5) ile biten yıların en geç Şubat ayı sonuna kadar bildirimlerini yenilemek zorundadırlar. Yani mevcut durumda kamu görevlilerinin 2025 yılının şubat ayı sonuna kadar genel mal bildirimlerini vermeleri ve yenilemeleri zorunludur.
Diğer mal bildirimi ise uygulamada ek mal bildirimi olarak adlandırılmaktadır. Bu mal bildiriminin memurun malvarlığındaki önemli değişikliğin gerçekleşmesinden itibaren 1 ay içinde yapılması zorunludur. Yukarıda ek mal bildiriminin hangi koşullarda yapılması gerektiğine değinmiş idik.
Yine kamu görevini terk eden kişilerin de görevden ayrılma tarihini izleyen bir ay içinde mal bildiriminde bulunması zorunludur. Kamu görevine ilk defa girecek kişilerin de göreve giriş için gerekli olan belgelerle birlikte mal bildiriminde bulunması zorunludur.
Mal Bildirimi Nasıl Yapılır?
Günümüzde mal bildirimi matbu bir formun doldurulması yoluyla yapılmaktadır. Bu formda mal bildiriminde bulunulması şart olan kısımlar belirtilmekte kamu görevlisi ise bu formu ya çıktı alarak doldurmakta ya da bu form bilgisayar üzerinden doldurulabilmektedir.
Bazı kurumlar mal bildirimini ıslak imzalı olarak alıp kapalı bir zarf içerisinde üst amirliğe sunmaktadır. Bazı kamu kurumları ise zarf uygulamasına son vererek mal bildiriminin tamamen elektronik ortamda yapılmasını talep etmektedir.
Hangi usul uygulanırsa uygulansın mal bildirim formunun açıklamalı ve gerekçeli olarak doldurulması gerekir. Örneğin bir araç alımı söz konusu ise aracın bedelinin nasıl temin edildiği, kredinin hangi bankadan çekildiği, kredi ödemesinin süresi ve miktarı açıkça belirtilmelidir.
Mal Bildiriminde Bulunulmamasının Yaptırımı Nedir?
Mal bildiriminde bulunulmamasının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu çerçevesindeki yaptırımı kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıdır. Kademe ilerlemesinin durdurulması cezası kamu görevinden ihracın ardından kanunun en ağır cezasıdır. Bunun dışında mal bildirimi konusunda 3628 sayılı Kanundan kaynaklanan adli bazı yaptırımlar da mevcuttur. Örneğin 3628 sayılı Kanunun 6. Maddesi ile mal bildirim zamanı düzenleme altına alınmaktadır. Aynı kanunun madde 10 düzenlemesi uyarınca “6 ncı maddede belirtilen sürelerde mal bildiriminde bulunmayana bildirimlerin verileceği mercilerce ihtarda bulunulur. İhtarın kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde bulunmayana üç aya kadar hapis cezası verilir. Soruşturma ile ilgili olarak verilen süre zarfında mal bildiriminde bulunmayana üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.”
Yine 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun madde 12 düzenlemesi uyarınca “Kanunen daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde gerçeğe aykırı bildirimde bulunana altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.”
Mal Bildirimi ve Disiplin Soruşturma Zamanaşımı
Süresi içerisinde mal bildiriminde bulunulmamasının memur disiplin hukukundaki karşılığı kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıdır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu uyarınca kademe ilerlemesinin durdurulmasını gerektiren disiplin ihlallerinde bu durumu öğrenen disiplin amirlerinin 1 ay içerisinde soruşturmaya başlaması zorunludur. Disiplin amiri kamu görevlisinin mal bildiriminde bulunmadığını öğrenmesine rağmen 1 ay içerisinde disiplin soruşturması başlatmaz ise daha sonra kamu görevlisine bu eylemden dolayı ceza verilemez.
Yine eğer kamu görevlisi mal bildiriminde bulunması zorunlu bir hal gerçekleşmesine rağmen bildirimde bulunmamış ancak bu eylem üzerinden 2 yıl geçmiş ise bu eylem sebebiyle kamu görevlisine disiplin cezası verilemez. Örneğin memur 01.01.2020 tarihinde bir taşınmaz satın almış ve bu taşınmazı bildirmemiş olsun. Daha sonrasında 01.01.2022 tarihi geçtikten sonra karar zaman aşımı dolmuş olduğundan eylem sonradan ortaya çıksa dahi memura bu sebeple disiplin cezası verilemez.
Mal Bildiriminde Bulunulmasına İlişkin Örnek Yargı Kararları
1)T.C. Danıştay 2.DAİRE Esas:2021-18911 Karar:2022-1468 Karar Tarihi:23.03.2022 Dava Konusu İstem: Dava; Aydın /… İlçe Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapan davacının, hakkında yapılan disiplin soruşturması sonucunda belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmadığından bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 7/A-4 ve 15. maddeleri uygulanmak suretiyle 4 ay kısa süreli durdurma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin …günlü, …sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır. …. İdare Mahkemesinin …günlü, E:…, K:…sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş; anılan karar Danıştay Beşinci Dairesinin 08/02/2018 günlü, E:2016/15024, K:2018/7379 sayılı kararıyla bozulmuş, davalı idarenin karar düzeltme istemi de Danıştay Beşinci Dairesinin 08/05/2019 günlü, E:2018/4495, K:2019/3403 sayılı kararıyla reddedilmiştir. …. İdare Mahkemesinin …günlü, E:…, K:…sayılı kararıyla, Danıştay Beşinci Dairesinin bozma kararına uyulmayarak, davanın reddi kararında ısrar edilmiştir. Anılan kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 24/09/2020 günlü, E:2020/628, K:2020/1616 sayılı kararıyla, İdare Mahkemesinin davanın reddi yolundaki kararının Dairece işin esası yönünden incelenerek karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle temyize konu İdare Mahkemesi kararının ısrara ilişkin kısmının onanmasına karar verilmiş; davalı idarece kararın düzeltilmesi talebinde bulunulması üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 19/04/2021 günlü, E:2021/209, K:2021/811 sayılı kararıyla, davalı idarenin karar düzeltme isteminin incelenmeksizin reddine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: …. İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; davacının, Aydın-… İlçe Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Grup Amirliğinde polis memuru olarak görev yaptığı dönemde, Didim Emniyet Müdürlüğünde görev yapan bir kısım personelin gayrimenkul ve arsa zengini oldukları yolundaki ihbar mektupları üzerine yapılan soruşturma sonucu; davacının, 13/01/2006 tarihinde aldığı 14.500,00 TL’lik arsa, 19/01/2006 tarihinde aldığı14.000,00 TL’lik arsa, 18/05/2006 tarihinde aldığı 48.000,00 TL değerinde ev, eşi adına 04.10.2006 tarihinde 13.500,00 TL’ye aldığı arsa ve yine eşi adına 02/01/2006 tarihinde aldığı iki adet arsa ve kendi adına 18/05/2006 tarihinde Ziraat Bankasından çektiği 52.000,00 TL tutarındaki krediye ilişkin mal bildirimlerinin bir aylık yasal süre içerisinde verilmediği, ancak 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 127. maddesi gereğince bu bildirimlerin zamanaşımına uğradığı, davacının 14/10/2008 tarihinde kendi adına aldığı arsanın ve 13/10/2008 tarihinde Polis Sandığından çektiği krediye ilişkin mal bildiriminin süresinde verilmediğinden bahisle dava konusu işlemin tesis edildiği, dava dosyasında mevcut soruşturma raporu ve eki bilgi, belgelerin incelenmesinden; davacının 14/10/2008 tarihinde kendi adına aldığı arsa ve 13/10/2008 tarihinde Polis Sandığından çektiği krediye ilişkin mal bildiriminin süresinde verilmediği anlaşıldığından, anılan fiilleri nedeniyle verilen disiplin cezasında hukuka aykırılık görülmediği, öte yandan, davacı vekili tarafından, müvekkil hakkında yetkisiz kurul tarafından işlem tesis edildiği ileri sürülmüşse de; soruşturmanın birden çok kişiyi ilgilendirmesi, bunlar arasında ilçe emniyet müdürünün de bulunması ve davacının 4.meslek derecesinden daha düşük derecede olduğu dikkate alındığında iddiasına itibar edilmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından; isimsiz, imzasız ve tarihsiz ihbar mektuplarındaki birtakım asılsız ithamlar nedeniyle başlatılan soruşturma sonucunda, malvarlığında usulsüz herhangi bir artış olmamasına rağmen, dava konusu işlemin tesis edilerek mağdur edildiği, 13/10/2008 tarihinde çektiği 10.300,00 TL tutarındaki kredi ile 14/10/2008 tarihinde 10.000,00 TL tutarındaki arsayı almış olduğu, bahse konu tutarın, o tarihlerde aldığı aylık maaş tutarının beş katından fazla olmaması nedeniyle, 3628 sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca mal bildiriminde bulunma zorunluluğunun da bulunmadığı ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN CEVABI: Cevap verilmemiştir. DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: … DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararı uyarınca verilen 14/09/2021 günlü, E:2021/5258, K:2021/2513 sayılı gönderme kararı ile Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: HUKUKİ DEĞERLENDİRME: İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür. Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. Öte yandan; davacının Kasım 2008 döneminde eline geçen net maaş tutarının 1.910,33 TL olduğu ve 13/10/2008 tarihinde Polis Sandığından çektiği 10.300,00 TL tutarındaki kredinin ve 14/10/2008 tarihinde kendi adına almış olduğu 10.000,00 TL tutarındaki arsanın, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun 5. maddesi ile Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik’in 8 ve 10. madde hükümleri kapsamında, davacıya ödenen net aylık tutarının beş katından fazla olması nedeniyle malvarlığında önemli bir değişiklik olarak ek bildirim konusu olması gerektiği açıktır. KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle; 1. Davacının Temyiz İsteminin REDDİNE, 2. …. İdare Mahkemesince verilen …günlü, E:…, K:…sayılı kararın yukarıda belirtilen açıklama ile ONANMASINA, 3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına, 4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştay’da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
2) T.C. Danıştay 12.DAİRE Esas:2016-9928 Karar:2019-9335 Karar Tarihi:28.11.2019 Dava Konusu İstem: Doğu Anadolu Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü Kapıköy Gümrük Müdürlüğü emrinde veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak görev yapan davacının, İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü emrinde çalıştığı dönemde işlediği ileri sürülen “belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak” eylemi nedeniyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/D-j maddesi uyarınca kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına, öğrenim durumu itibarıyla yükselebileceği derecenin son kademesinde bulunması nedeniyle 657 sayılı Kanunun 125. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca cezanın brüt aylığından 1/2 oranında kesinti yapılmak suretiyle uygulanmasına ilişkin İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü Bölge Disiplin Kurulu’nun 16/12/2014 tarihli ve 2014/27 sayılı kararına yapılan itirazın reddine ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun 23/02/2015 tarih ve 2015/5 sayılı kararının iptaline karar verilmesi istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Uyuşmazlığa konu olayda, dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler ile soruşturma dosyası ve eklerinden, davacının, adına 27/03/2013 tarihinde tescil edilen Hyundai marka aracı mevzuatta belirlenen süre içerisinde Kuruma bildirmediği hususunun açık olduğu, bu durumda, davacının söz konusu mal varlığını süresi içinde idareye bildirmemesi nedeniyle eylemine uyan disiplin cezası ile cezalandırılmasında hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Temyiz Edenin İddiaları: Suç işleme kastı olmadığı, eşinin ve kızının bütün mal edinimleriyle ilgili olarak mal bildiriminde bulunduğu, Hyundai marka aracı önceki aracı ile değiş-tokuş yapmak ve mal bildirimine konu olmayacak bir meblağ ödemek suretiyle edindiği, tüm malvarlığının geliriyle uyumlu olduğu ileri sürülmektedir. Karşı Tarafın Savunması: Davacının belirlenen süre içinde mal bildiriminde bulunmadığı, dava konusu işlemde hukuka aykırılığın söz konusu olmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur. Danıştay Tetkik Hâkimi: … Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, 10/07/2018 tarih ve 30474 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi hükümleri uyarınca Gümrük ve Ticaret Bakanlığı yerine Ticaret Bakanlığı hasım mevkiine alınmak suretiyle işin gereği görüşüldü: İnceleme ve Gerekçe: Maddi Olay: Dosyanın incelenmesinden, İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğündeki iş ve işlemler ile görevli personeller hakkında davalı idareye yapılan şikayetler üzerine Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı’nca bu şikayetlerin incelenip soruşturulmasına karar verilmesi sonrasında düzenlenen 01/10/2014 tarihli ve 131-B/07 ve 131- B/08 sayılı soruşturma raporlarında, davacı ile ilgili olarak adına 27/03/2013 tarihinde tescil edilen … marka araca ilişkin belirlenen sürede mal bildiriminde bulunmadığı belirtilerek 657 sayılı Kanun’un 125/D-(j) maddesi uyarınca kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasının teklif edildiği, getirilen bu teklifin İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü Bölge Disiplin Kurulu’nca görüşülerek 16/12/2014 tarihli ve 2014/27 sayılı karar ile davacının belirlenen durum ve sürede mal bildiriminde bulunmadığı ileri sürülerek 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/D-(j) maddesi uyarınca kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına, öğrenim durumu itibariyle yükselebileceği derecenin son kademesinde bulunması nedeniyle 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca cezanın brüt aylığından 1/2 oranında kesinti yapılmak suretiyle uygulanmasına karar verildiği, bu karara yapılan itirazın da Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun 23/02/2015 tarihli ve 2015/5 sayılı kararı ile reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır. İlgili Mevzuat: 657 sayılı Kanun’un “Mal bildirimi” başlıklı 14. maddesinde “Devlet memurları, kendileriyle, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait taşınır ve taşınmaz malları, alacak ve borçları hakkında, özel kanunda yazılı hükümler uyarınca, mal bildirimi verirler.” düzenlemesi yer almaktadır. Bu düzenleme ile mal bildiriminde bulunmak memurun ödev ve sorumlulukları arasında sayılmıştır. 19.04.1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun 5. maddesinde, bu kanun kapsamına giren görevlilerin, eşlerine ve velayeti altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları ile her biri ayrı olmak üzere para, hisse senetleri ve tahviller ile altın, mücevher ve diğer taşınır malları, hakları, alacakları ve gelirleriyle bunların kaynakları, borçları ve sebepleri mal bildiriminin konusunu teşkil edeceği hükme bağlanmış, 6… ve 7. maddelerinde mal bildirim zamanı ile bildirimin yenilenmesine ilişkin esaslar düzenlenmiş ve bu Kanun kapsamındaki görevlere devam edenlerin sonu (0) ve (5) ile biten yılların en geç Şubat ayı sonuna kadar bildirimlerini yenileyecekleri ve yeni bildirimlerin yetkili merciler tarafından daha önceki bildirimler ile karşılaştırılacağı kuralına yer verilmiş, 10… ve devamı maddelerde ceza hükümlerine ilişkin esaslar düzenlendikten sonra 22. maddesinde de, mal bildiriminin şekli, düzenleniş biçimi, sayısı, neleri kapsayacağı ve mercilere nasıl ulaştırılacağı hususları ile Kanunun uygulanması bakımından gerekli görülecek diğer konuların Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak bir Yönetmelik ile düzenleneceği kurallarına yer verilmiştir. 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun amacı, mal bildiriminde bulunmayı sağlayarak rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele etmek olup, Kanun’da mal bildirimine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. 3628 sayılı Kanun da, mal bildiriminde bulunacaklar, bildirimlerin konusu, zamanı, birden fazla mal bildiriminde bulunulması, bildiriminin yenilenmesi, bildiriminin verileceği merciler ve bildirimlerin gizliliğine ilişkin hususlar belirtilmekte ve ayrıca mal beyanında bulunmamak eylemi hapis cezasını gerektiren bir suç olarak kabul edilmektedir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 124. maddesinin ikinci fıkrasında; ” Kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacı ile kanunların, tüzüklerin ve yönetmeliklerin Devlet memuru olarak emrettiği ödevleri yurt içinde veya dışında yerine getirmeyenlere, uyulmasını zorunlu kıldığı hususları yapmayanlara, yasakladığı işleri yapanlara durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre 125’inci maddede sıralanan disiplin cezalarından birisi verilir.” hükmüne yer verilmiş olup, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinin (j) alt bendinde; “Belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak” eylemi, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır. Hukuki Değerlendirme: Dava konusu olayda, davacının 27/03/2013 tarihinde adına tescil edilen … marka araca ilişkin olarak edinme tarihinden itibaren bir ay içinde mal bildiriminde bulunmadığı sabit ise de; yukarıda izah edilen mevzuat hükümleri ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/D-j maddesinde düzenlenen cezanın ihdas ediliş amacı da göz önünde bulundurulduğunda, davacının malvarlığı incelendiğinde geliri ile orantılı olmayan herhangi bir emarenin tespit edilememiş olması hususu birlikte değerlendirildiğinde, davacının suç işleme kastıyla hareket etmediği sonucuna ulaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir. Bu itibarla, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır. Karar Sonucu: Açıklanan nedenlerle; 1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne, 2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu Van 2. İdare Mahkemesinin 18/02/2016 tarih ve E:2015/1062, K:2016/290 sayılı kararının bozulmasına, 3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 28.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
3) T.C. Danıştay 5.DAİRE Esas:2016-17722 Karar:2017-12426 Karar Tarihi:09.05.2017 Dava, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapan davacının, Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’nün 7/A-4. maddesi uyarınca oniki ay uzun süreli durdurma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin İstanbul Valiliği’nin 14.2.2012 tarih ve 437 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır. İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 12.12.2013 tarih ve E:2012/648, K:2013/2218 sayılı kararıyla; davacının, hakkında yürütülmekte olan soruşturma kapsamında soruşturmayı yürüten müfettişler tarafından mal beyanında bulunması istenilmesi üzerine, ek mal beyanı ile sahibi olduğu otomobile yönelik yasal süresi dışında bildirimde bulunduğu açık olduğundan, dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Davacı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir. Emniyet Teşkilatı personeli, disiplin suç ve cezaları yönünden dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibariyle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü hükümlerine tâbi olup, anılan Tüzüğün “Uzun süreli durdurma” başlıklı 7. maddesinin A bendinin 4. alt bendinde; “Belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak veya gerçeğe aykırı bildirimde bulunmak ya da mal varlığında meydana gelen değişikliği bir ay içinde bildirmemek” fiilleri oniki ay uzun süreli durdurma cezasını gerektiren eylem, işlem, tutum ve davranışlar arasında sayılmıştır. 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun “Bildirimlerin konusu” başlıklı 5. maddesinde; “Bu Kanun kapsamına giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları ile görevliye yapılan aylık net ödemenin, ödeme yapılmayan görevlilerin ise, 1 inci derece Devlet Memurlarına yapılan aylık net ödemenin beş katından fazla tutarındaki her biri için ayrı olmak üzere, para, hisse senetleri ve tahviller ile altın, mücevher ve diğer taşınır malları, hakları, alacakları ve gelirleriyle bunların kaynakları, borçları ve sebepleri mal bildiriminin konusunu teşkil eder.” hükmüne; “Bildirimin zamanı” başlıklı 6. maddesinin 1.fıkrasının (d) bendinde ise; “Mal Bildirimlerinin; “Mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay içinde verilmesi zorunludur.” hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanunun 10. maddesinde ise; 6’ncı maddede belirtilen sürelerde mal bildiriminde bulunmayana bildirimlerin verileceği mercilerce ihtarda bulunulacağı, ihtarın kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde bulunmayana üç aya kadar hapis cezası verileceği, soruşturma ile ilgili olarak verilen süre zarfında mal bildiriminde bulunmayana üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verileceği kurala bağlanmıştır. Öte yandan, 5.11.1990 tarih 20696 Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkındaki Yönetmeliğin “Mal bildiriminin konusu” başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasının (b-4) bendinde; “Mal bildiriminde bulunmakla yükümlü olanların kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan; kendilerine aylık ödenenler, net aylık tutarının beş katından; aylık ödenmeyenler ise Genel İdare Hizmetleri sınıfında birinci derecenin birinci kademesindeki şube müdürüne ödenen net aylığın beş katından fazla değer ve tutarındaki her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçları, traktör, biçer-döver, harman makinası ve diğer ziraat makinaları, inşaat ve iş makinaları, hayvanlar, koleksiyon ve ev eşyaları ile diğer taşınır mallar mal bildirimine konu teşkil eder”, “Ek mal bildirimi” başlıklı 10. maddesinde; Mal bildirimi bulunmakla yükümlü bulunanlar, eşleri velayeti altındaki çocukları ve kendilerinin şahsi mal varlıklarında önemli bir değişiklik olduğunda, değişikliği izleyen bir ay içinde yeni edindikleri mal, hak, gelir, alacak ve borçlara münhasır olmak üzere ek mal bildirimi vermek zorundadırlar. 8 inci maddede gösterilen mahiyet ve miktardaki malın iktisabı ile hak, alacak veya gelir sağlanması veya borçlanılması, mal varlığında önemli değişiklik sayılır.”, 17. maddesinde de, “Bu Yönetmelikte belirtilen süreler içinde mal bildiriminde bulunmayanlara, bildirimin verileceği mercilerce yazılı olarak ihtarda bulunulur. Bu ihtar, ilgilisine Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ olunur. İhtarın kendisine tebliğinden itibaren bir ay içinde bildirimde bulunmayanlar hakkında gerekli işlem yapılmak üzere yetkili Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur. Müfettiş ve muhakkikler de, soruşturma ile ilgili olarak verdikleri süre zarfında mal bildiriminde bulunmayan hakkında yetkili Cumhuriyet başsavcısına suç duyurusunda bulunurlar.” hükmüne yer verilmiştir. Dava dosyasının incelenmesinden; aralarında davacının da bulunduğu on yedi polis memuru hakkında; “İstanbul ilinin çeşitli ilçelerinde büyük alışveriş merkezlerinin personellerini taşıyan şirketlerin servis minibüslerine taşıyacakları personelleri beklerken normal şartlarda park yasağı bulunan bölgeye park ettirerek bekleme yaptırma ve hafriyat işi yapan şirketlere ait kamyonların belirlenen saatler dışında şehiriçine girmesine, tonajlı yük taşımasına müsaade etme karşılığında servis şirketleri ile hafriyat şirketi sahiplerinden günlük, haftalık ve aylık olarak sistematik bir şekilde rüşvet aldıkları” iddialarına ilişkin olarak “rüşvet almak suretiyle yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla kötüye kullanmak” suçundan soruşturma açıldığı, soruşturma devam ederken 9.12.2011 tarihinde alınan ek soruşturma onayına istinaden davacıyla birlikte onyedi polis memuruna ait mal varlığının araştırıldığı, bu maksatla soruşturmayı yürüten müfettiş tarafından hakkında soruşturma yürütülen onyedi polis memurundan mal beyanında bulunulmasının istenildiği, davacının, 24.10.2011 tarihinde müfettiş tarafından mal beyanında bulunmasının istenilmesi üzerine sunduğu ek mal beyanında; 21.9.2010 tarihinde edindiği değeri 23.000-TL olan 2004 model wolkswagen marka ……. plakalı aracı beyan etmesi üzerine “Belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak veya gerçeğe aykırı bildirimde bulunmak ya da mal varlığında meydana gelen değişikliği bir ay içinde bildirmemek” suçunu işlediğinden bahisle “oniki ay uzun süreli durdurma” cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi üzerine anılan işlemin iptali istemiyle temyizen incelenmekte olan davanın açıldığı anlaşılmıştır. Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, mal bildiriminde bulunulmadığının idarece tespiti halinde bu hususun davacıya ihtar edilmesi gerekliliğinin bir idari usul olarak düzenlenmiş bulunduğu görülmektedir. Bu usul, aynı zamanda davacının suç işleme kastıyla hareket edip etmediğinin açığa kavuşturulması bakımından da önem arz etmektedir. Dolayısıyla, mal bildiriminde bulunmadığı belirlenen davacıya ilk olarak ihtarda bulunulması, ihtara rağmen otuz gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde bulunmadığı takdirde şartları varsa disiplin cezası tesis edilmesi yoluna gidilmelidir. Bu durumda, davacının, hakkında yürütülen soruşturma kapsamında soruşturmayı yürüten müfettiş tarafından mal beyanında bulunmasının istenilmesi üzerine ek mal beyanı ile ……. plakalı aracı beyan etmesi nedeniyle edindiği malı gizleme maksadı taşıdığı söylenemeyeceğinden, anılan cezanın konuluş amacı göz önünde bulundurularak suç işleme kastıyla hareket etmediği sonucuna ulaşılan davacının oniki ay uzun süreli durdurma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle, İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 12.12.2013 tarih ve E:2012/648, K:2013/2218 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun geçici 8. maddesi gereğince uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca bozulmasına, yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 09.05.2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
4) T.C. Danıştay 12.DAİRE Esas:2011-5213 Karar:2015-635 Karar Tarihi:25.02.2015 Dava; … gümrük muhafaza memuru olan davacının, hakkında yürütülen soruşturmaya istinaden belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak fiilini işlediğinden bahisle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/D-j maddesi gereğince 1 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına ilişkin davalı idarenin 22/07/2010 tarih ve 9 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır. İdare Mahkemesince, davacının eşinin kooperatif üyeliğini çalıştığı kuruma yasal sürede bildirimde bulunmadığının sabit olduğu, hakkında yapılan soruşturma sonucu isnat edilen fiilin sübuta erdiği anlaşıldığından bu fiili nedeniyle davacı hakkında 1 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıyla cezalandırılması yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık görülmemiştir. Davacı tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Mal bildirimi” başlıklı 14. maddesinde; “Devlet memurları, kendileriyle, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait taşınır ve taşınmaz malları, alacak ve borçları hakkında, özel kanunda yazılı hükümler uyarınca, mal bildirimi verirler.” hükmü, 125/D-j bendinde “Belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak” fiili 1-3 yıl arasında kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren haller arasında sayılmıştır. 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanununun 5. maddesinde, bu kanun kapsamına giren görevlilerin, eşlerine ve velayeti altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları ile her biri ayrı olmak üzere para, hisse senetleri ve tahviller ile altın, mücevher ve diğer taşınır malları, hakları, alacakları ve gelirleriyle bunların kaynakları, borçları ve sebepleri mal bildiriminin konusunu teşkil edeceği, 6. ve 7. maddelerinde mal bildirim zamanı ile bildirimin yenilenmesine ilişkin esaslar düzenlenmiş ve bu kanun kapsamındaki görevlere devam edenlerin sonu (0) ve (5) ile biten yılların en geç Şubat ayı sonuna kadar bildirimlerini yenileyecekleri ve yeni bildirimlerin yetkili merciler tarafından daha önceki bildirimler ile karşılaştırılacağı kuralına yer verilmiş, 10. madde ve devamı maddelerde ceza hükümlerine ilişkin esaslar düzenlendikten sonra 22. maddede de, mal bildiriminin şekli, düzenleniş biçimi, sayısı, neleri kapsayacağı ve mercilere nasıl ulaştırılacağı hususları ile Kanununun uygulanması bakımından gerekli görülecek diğer konuların Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak bir Yönetmelik ile düzenleneceği kuralarına yer verilmiş, anılan hükme istinaden Bakanlar Kurulunun 10.08.1990 tarih ve 90/748 sayılı kararı ile çıkarılan ve 15.11.1990 günlü, 20696 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik”in 3. maddesinde mal bildiriminde bulunacak olanlar tek tek sayılmış ve 4. maddesinde bu kanun kapsamında bulunan eşlerden her birinin eşi ile velayeti altındaki çocukların da mallarını bildirecekleri, 9. maddesinde, bu bildirimin bir ay içerisinde yapılmasının zorunlu olduğu, “Ek mal bildirimi” başlıklı 10. maddesinde ise, yönetmelik kapsamındaki ilgililerin eşleri, velayeti altındaki çocukları ve kendilerinin şahsi mal varlıklarında önemli değişiklik olduğu takdirde, değişikliği izleyen bir ay içinde yeni edindikleri mal, gelir, alacak ve borçlara münhasır olmak üzere ek mal bildirimi vermelerinin zorunlu olduğu kuralına yer verilmiştir. 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun amacı, mal bildiriminde bulunmayı sağlayarak rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele etmek olup, Kanun’da mal bildirimine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.3628 sayılı Kanunda, mal bildiriminde bulunacaklar, bildirimlerin konusu, zamanı, birden fazla mal bildiriminde bulunulması, bildiriminin yenilenmesi, bildiriminin verileceği merciler ve bildirimlerin gizliliğine ilişkin hususlar belirtilmekte ve ayrıca mal beyanında bulunmamak eylemi hapis cezasını gerektiren bir suç olarak kabul edilmektedir. Mal Bildirilmesi Hakkında Yönetmelik 8. maddesinde ise Taşınmaz malları (arsa ve yapı kooperatifi hisseleri dahil), mal bildiriminin konusuna girdiği belirtilmiştir. Dava dosyasının incelenmesinden, … gümrük muhafaza memuru olan davacının, hakkında yürütülen soruşturma kapsamında eşinin 24/09/2009 tarihinde…Konut Yapı Kooperatifine üye olması hususunu yasal süre içinde ek beyanname ile bildirmediğinin tespiti üzerine 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesine istinaden kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, bunun üzerine de bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davacı, eşi adına satın alınan kooperatif hissesinin bildirimini yasal bir aylık sürede yapmamış ise de; cezalandırılma işleminden önce 22/01/2010 tarihinde mal bildiriminde bulunduğu görülmektedir. Öte yandan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/D-j maddesinde düzenlenen cezanın konuluş amacı göz önünde bulundurulduğunda haksız ve geliri ile mütenasip olmayan mal edindiğine ve edindiği malı gizleme maksadı taşıdığına yönelik iddia ve tespitin bulunmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacının suç işleme kastıyla hareket etmediği sonucuna ulaşıldığından, işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 25.02.2015 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
5) KONYA BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KONYA.1. İDARİ DAVA DAİRESİ Esas:2020-950 Karar:2021-117 Karar Tarihi:21.01.2021 Karar veren Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi’nce işin gereği görüşüldü; Dava; Antalya Emniyet Müdürlüğü kadrosunda görevli davacı polis memurunun 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanunun 8/5/a-1 maddesinde yer alan “Belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak veya gerçeğe aykırı bildirimde bulunmak” hükmü gereğince 12 ay uzun süreli durdurma cezası ile tecziyesine ilişkin 13/02/2019 tarihli ve 2019/119-2 sayılı Antalya Valiliği İl Disiplin Kurulu işleminin iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır. 7068 sayılı Kanunun 8/5-a-1 maddesinde, “Belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak veya gerçeğe aykırı bildirimde bulunmak” fiili on iki ay uzun süreli durdurma cezasını gerektiren fiiller arasında sayılmıştır. 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun “Bildirimlerin konusu” başlıklı 5. maddesinde; “Bu Kanun kapsamına giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları ile görevliye yapılan aylık net ödemenin, ödeme yapılmayan görevlilerin ise, 1 inci derece Devlet Memurlarına yapılan aylık net ödemenin beş katından fazla tutarındaki her biri için ayrı olmak üzere, para, hisse senetleri ve tahviller ile altın, mücevher ve diğer taşınır malları, hakları, alacakları ve gelirleriyle bunların kaynakları, borçları ve sebepleri mal bildiriminin konusunu teşkil eder.” hükmüne; “Bildirimin zamanı” başlıklı 6. maddesinin 1.fıkrasının (d) bendinde ise; “Mal Bildirimlerinin; “Mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay içinde verilmesi zorunludur.” hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanun’un 10. maddesinde ise; 6. maddede belirtilen sürelerde mal bildiriminde bulunmayana bildirimlerin verileceği mercilerce ihtarda bulunulacağı, ihtarın kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde bulunmayana üç aya kadar hapis cezası verileceği, soruşturma ile ilgili olarak verilen süre zarfında mal bildiriminde bulunmayana üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verileceği kurala bağlanmıştır. Öte yandan, 15.11.1990 tarih ve 20696 Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkındaki Yönetmeliğin “Mal bildiriminin konusu” başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasının (b-4) bendinde; “Mal bildiriminde bulunmakla yükümlü olanların kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan; kendilerine aylık ödenenler, net aylık tutarının beş katından; aylık ödenmeyenler ise Genel İdare Hizmetleri sınıfında birinci derecenin birinci kademesindeki şube müdürüne ödenen net aylığın beş katından fazla değer ve tutarındaki her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçları, traktör, biçer-döver, harman makinası ve diğer ziraat makinaları, inşaat ve iş makinaları, hayvanlar, koleksiyon ve ev eşyaları ile diğer taşınır mallar mal bildirimine konu teşkil eder”, “Ek mal bildirimi” başlıklı 10. maddesinde; “Mal bildirimi bulunmakla yükümlü bulunanlar, eşleri velayeti altındaki çocukları ve kendilerinin şahsi mal varlıklarında önemli bir değişiklik olduğunda, değişikliği izleyen bir ay içinde yeni edindikleri mal, hak, gelir, alacak ve borçlara münhasır olmak üzere ek mal bildirimi vermek zorundadırlar. 8 inci maddede gösterilen mahiyet ve miktardaki malın iktisabı ile hak, alacak veya gelir sağlanması veya borçlanılması, mal varlığında önemli değişiklik sayılır.”, 17. maddesinde de, “Bu Yönetmelikte belirtilen süreler içinde mal bildiriminde bulunmayanlara, bildirimin verileceği mercilerce yazılı olarak ihtarda bulunulur. Bu ihtar, ilgilisine Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ olunur. İhtarın kendisine tebliğinden itibaren bir ay içinde bildirimde bulunmayanlar hakkında gerekli işlem yapılmak üzere yetkili Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur. Müfettiş ve muhakkikler de, soruşturma ile ilgili olarak verdikleri süre zarfında mal bildiriminde bulunmayan hakkında yetkili Cumhuriyet başsavcısına suç duyurusunda bulunurlar.” düzenlemesine yer verilmiştir. Dosyanın incelenmesinden; Antalya Emniyet Müdürlüğü kadrosunda görevli davacı polis memuru hakkında “Belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak veya gerçeğe aykırı bildirimde bulunmak (7068 sayılı Kanun 8/5/a-1)” eylemini işlediğinden bahisle hakkında yapılan soruşturma sonucu hazırlanan 21/11/2019 tarihli ve 77377348-95217(32392)(832).473 sayılı Disiplin Soruşturma Raporuna istinaden Antalya Valiliği İl Polis Disiplin Kurulunca davacının “(…) 16.05.2018 tarihinde vermiş olduğu Mal Bildirim Beyannamesinde 07MVA77 plakalı aracı 22.08.2017 tarihinde edindiği Antalya Trafik Denetleme Şube Müdürlüğünün gönderdiği yazıdan anlaşıldığı, bu araçla ilgili daha önce edindiği tarihte mal bildiriminde bulunmadığının Personel Daire Başkanlığının gönderdiği yazıdan anlaşıldığı, bu konuyla ilgili alınan beyanında; 07MVA77 plaka sayılı kendi adına 2017 yılı 8. ayında satın aldığını, bu araçla ilgili mal bildiriminde bulunduğunu hatırladığını beyan ettiği, Polis Memuru ….. …… ……’IN 22.08.2017 tarihinde edindiği 07MVA77 plaka sayılı araçla ilgili zamanında mal bildiriminde bulunmadığının değerlendirildiği (….) gerekçesi ile isnat edilen “Belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak veya gerçeğe aykırı bildirimde bulunmak.” fiilinin sübuta erdiğinden bahisle Antalya Valiliği İl Disiplin Kurulunun 13/02/2019 tarihli ve 2019/119-2 sayılı kararı ile 12 ay uzun süreli durdurma cezası ile tecziyesine karar verilmesi üzerine iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, mal bildiriminde bulunulmadığının idarece tespiti halinde bu hususun davacıya ihtar edilmesi gerekliliğinin bir idari usul olarak düzenlenmiş bulunduğu görülmektedir. Bu usul, aynı zamanda davacının suç işleme kastıyla hareket edip etmediğinin açığa kavuşturulması bakımından da önem arz etmektedir. Dolayısıyla, mal bildiriminde bulunmadığı belirlenen davacıya ilk olarak ihtarda bulunulması, ihtara rağmen otuz gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde bulunmadığı takdirde şartları varsa disiplin cezası tesis edilmesi yoluna gidilmesi gerekmektedir. Nitekim Danıştay 5. Dairesi’nin 08.05.2019 tarih ve E: 2016/16532, K:2019/3408 sayılı kararı da bu yöndedir. Olayda ise, davacının 22/08/2017 tarihinde edindiği 07 MV. .. plaka sayılı aracın alımına ilişkin mal bildiriminde bulunmadığının tespit edilmesi üzerine yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre kendisine ihtarda bulunularak mal bildiriminde bulunması için süre verilmeden disiplin cezası verildiği görülmektedir. Bu durumda, Kanunda belirtilen sürelerde mal bildiriminde bulunmayan davacıya bildirimlerin verileceği mercice ihtarda bulunulması ve ihtarın kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde bulunmaması halinde ceza verilebileceğinden, belirtilen usule aykırı olarak tesis edildiği anlaşılan dava konusu işlemde hukuka uyarlık, aksi yöndeki istinaf başvurusuna konu Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45 inci maddesinin 4 üncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun KABULÜNE, başvuruya konu Antalya 4. İdare Mahkemesi’nin 05/12/2019 tarih ve E:2019/321, K:2019/954 sayılı kararının KALDIRILMASINA, dava konusu işlemin İPTALİNE, aşağıda dökümü gösterilen dava ve istinaf aşamalarına ilişkin toplam 520,40.-TL yargılama gideri ile yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 2.040,00.-TL vekalet ücretinin davalı idarece davacıya ödenmesine, artan posta ücretinin Mahkemesi’nce davacıya iadesine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45 inci maddesinin 6 ncı fıkrası uyarınca kesin olmak üzere, 21.01.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
www.huseyinkusku.av.tr